BİR PARÇA İLHAM

BİR PARÇA İLHAMLANMAK

Merhabalar,

Bir ilham gelme hissiyle enstrümanımın başına geldim.

💻 Tanıştırayım, fotoğrafını gördüğünüz enstrümanım ilk göz ağrım olur kendileri. Siz deyin hurda ama o benim için yerine yenisini verseler değişmeyeceğim bir birikim. Ona her baktığımda içim burkulur. İnsan bunu kendine yapmaz tabi ki fakat.. O bir manevi değer. Her bir kuruşunu biriktirirken pek çok şeyden istifade ettiğim, ilk üniversite yılımda çalışıp kazandığım ve bursumdan bile artırdığım paramla alabilmiştim. (uzakta okumama rağmen… neyse bu konularla acıtasyon yapmaya gerek yok diyerek, öğrendiğim taş kalpliliği kendime hatırlatıyorum)

Şimdi düşünüyorum da şu an kazandığım tonla para onun tadını tutmuyor. Onun için parasız kalıp kimseden ödünç bile almadığım tek kuruşsuz fakülteden yurda gittiğim oldu. Buda biraz kendi ayakları üzerinde durmam gerektiğini iliklerine kadar hissettiğim anlardan biriydi. Sığınacak onca kapın varken arkanda bir dağın olmaması, dışarıdan prenses gibi görünsem de, içimde uçurumun kenarına gelip kendi kanatlarıyla uçmayı öğrendiğim yıllardı. Ama bu dönüm noktasını yaşadığım yıllarda ailem fikirlerimi destekleyip bana sonsuz güvenmesiyle kararlarımdan hep kendim sorumlu oldum. Yutkunurken boğazımda ki düğüm de o değişmeyen hislerimden biri.

Bazen bir kor gerekir.

Bir ateş birden bire alevlenmez. Önce ateş yandı gibi olur, ve söndü sanırsınız. Aslında közün yeniden alevlenmesini beklemek sabır gerektirir. Emek gerektirir. Ve yandığını gördüğünüzde tüm emeğiniz , alın teriniz bir tebessümle hafifler ya hani.. İşte bunu tatmayan, bilmeyen insanlara üzülüyorum. Hep babasının prensesi /prensi olmuş. En ufak zorlukta kabuğuna çekilen, direnmeyen, ufak da olsa ayakları üzerinde durması gerekince hep bir başkalarına yıkılmayı marifet bilen prensesler.. Elbet bir gün hep birilerinin prensesi olarak hayatını idam ettirip , kendi gibi bireyler yetiştirip toplumları buna mahkum edecekler.

Demem o ki bazı şeyler eskise de, hurdaya da çıksa onu yaşatabilmek. Can vermek. Bir kenara atıp unutulmaya mahkum etmemek.

Bunlar hep, onun manevi değeri varsa oluyor.

Benim şu an bu satırları yazdığım enstrümanım gibi. Bazı şeylerin yerine ne gelirse gelsin değişmemeyi bilmek gerek.

Düşünün bu sadece bir “cisme” yüklediğim manevi değer.. İnsanların nasıl ömrü varsa eşyalarında öyle.

Zorlu yokuşları onula çıkmıştım. Mesleğimde en güzel şeyleri inşa etmemde(ediyor olmamda), bu verdiğim emek karşısında aldığım karşılık da bana çok şey kattı. Şimdi onu bir kenara atamıyorum. En iyi macbook alacak kazancım olmasına rağmen onun yerini tutmayacak.

Ve hep bloglarımı ömrü yettiğince ve benim de ömrüm yettiğince enstrümanımdan yazıyor olacağım :)

Neyse ne diyordum. Bir ilham geliyor. Geliyor gelmesine ama bir şey eksik..

Nası anlatsam,

İçimde bir şeyler koşuyor koşuyor.. Hani bir şey anlatacaksınızdır ama sizden önce içinizde bir şeyler koşuyor ve hiç durmuyordur. Bilmiyorum size oluyor mu? Ama ben bu hissin kölesiyim. Kağıt kaleminde hayranıyım. Yazmasam illaki karalarım. Yazacaklarımda hep dilimin ucundadır. Hani aklımıza takılan şarkılar olur, böyle sürekli dilimizin ucunda gelmekle gelmemek arasındadır.

Bence bilinçaltı da o eksik kelime veya cümlededir.. Onu bitirmemiz için karşımıza hep çıkartır. Ben onları hep ihmal ettim.

İnsan neden sevdiği şeyleri ihmal eder sahi ?

Bazıları neden sonuna kadar arkamızda durmaz? Neden sahiplenmez. Neden hep kolaya kaçar?

Sanırım sevdiğim şeylere yetemedim.Ama gerektiğinde çok şeyi karşıma aldım.. Hayatın yükünü bu kadar eken alıp sadece sevdiğim şeyleri ihmal ettim. Hayatla başa çıkarken insan “sevdiği” şeylere dair geçte kalabiliyor.

👩‍💻 Saatler 21:10, bu günlük paylaşabileceğim bu umarım bir sonraki sefere o ilham güzel şeyler yazdırır ..

Saygılarımla.